Herkese tekrar merhaba! Yeni bir moda haftası daha başladı. Aslında şu sıralar Milano Moda Haftası hâlâ devam ediyor. New York ve Londra Moda Haftaları tamamlanmışken bizde podyumlara yeniden dönüş yapalım. Bildiğiniz üzere moda haftalarında açılışı New York Moda Haftası yapıyor. Sonra sırasıyla Londra, Milano ve Paris olarak devam ediyor. Bu sezon ki moda haftası da yine New York’un çeşitliliğinin bir yansıması olarak karşımıza çıkıyor. Farklı uluslardan ve farklı kültürlerden modacılara da ev sahipliği yapan New York Moda Haftası, yine konuklarına ve biz moda severlere harika şovlar sunuyor. Evet, lafı daha fazla uzatmadan gelin birlikte podyumlara göz atalım.

Well, well, well! Hello everyone, again! It is the for the new Fashion Week period. Actually, Milan Fashion Week is still going on right now. While New York and London Fashion Weeks are over, let’s get back on the runways. As you know, each season, Fashion Week opens its door with New York Fashion Week. Then it keeps on as London, Milan and Paris as the last one. This season’s Fashion Week in New York, is also a reflection of New York’s diversity of people. New York Fashion Week, which also hosts fashion designers from different nationalities and different cultures, also offers great shows to its invites and to us, I mean the fashion lovers. Well, without further ado, let’s take a look at the catwalks together.

Tadashi Shoji 

Tadashi Shoji koleksiyonunu bize “Biz zamanlar Japonya’da!” şeklinde ifade ediyor. Kimonolar ve geleneksel dantel işlerinin merkezinde yer aldığı tasarımları ile Shoji, Japon kültürünün geleneksel dokusuna taze bir soluk katıyor.

“It’s ‘Once Upon a Time in Japan,’” Tadashi Shoji announced his collection at the backstage. With the designs, in which kimonos and traditional lace embroideries are the main theme, Shoji breathes fresh air into the traditional texture of Japanese culture.

 

 

ELIE TAHARI

Elie Tahari, bu koleksiyonunda çoğunlukla doğal toprak tonlarına yer vermiş. Bununla birlikte askeri tarzı kadın modasına yansıtırken, kullandığı kırmızı tonlarla da koleksiyonuna renk katmayı da ihmal etmemiş.

Elie Tahari has featured mostly natural shades of Brown in this collection. However, while he reflected his military style on womenswear, Tahari did not forget to add color to his collection with the red tones he used.

 

 

Rag & Bone

Marcus Wainwright 3 yıl aradan sonra podyumlara geri döndüğünde gözlerini içinde bulunduğu dünyaya çevirdi. Rag & Bone un tasarımlarını, gerçekçi çizgilere hakim olduğunu ifade eden “sıfırdan zirveye” yaklaşımı ile ifade etmek doğru olur. 

Marcus Wainwright turned his eyes to the world he was in when he returned to the podiums after 3 years. It would be right to express Rag & Bone’s designs with a “from the ground up” approach that states that it dominates realistic lines.

 

 

JEREMY SCOTT

Jeremy Scott defileden önce, koleksiyonu için “hadi eğlenin” diyor ve koleksiyonunu  neon rock tarzı şeklinde de tanımlıyor. Biraz ağır metal ve biraz da 80lerin kült filmlerine gönderme yapıyor. Parlak renklerde zebra desenler, Hawai baskılı kıyafetler, boya sıçramış ceketler, metalik deri elbiseler ve dahası… 

Before the fashion show, Jeremy Scott says “Let’s have fun” for his collection and also describes his collection in neon rock style. It’s a bit of heavy metal and a bit of reference to ‘ 80s cult movies. Zebra patterns in bright colors, Hawaiian printed clothes, paint-splattered jackets, metallic leather dresses and more…

 

 

KATE SPADE NEW YORK

Frances Hodgson tarafından 1911 yılında yazılan The Secret Garden isimli romanın konusu, Soho daki çekici Elizabeth Secret Garden da gerçekleşen Kate Spade in defilesindeki gizli etkiyi oluşturuyordu. Koleksiyonla ilgili olarak kreatif direktör Nicola Glass, “diktiğiniz her tohumun çiçek açması” şeklinde ifadede bulunuyor. 

The subject of the novel The Secret Garden, written by Frances Hodgson in 1911, was the hidden influence in the Kate Spade fashion show, which took place at the attractive Elizabeth Secret Garden in Soho. “Blossoming wherever you’re planted” says Nicola Glass, creative director for the collection.

 

 

HELMUT LANG

Hiç şüphe yok ki bu koleksiyon bir ürünü yıllarca giymeyi hedefleyen kesime aitti. Minimal çizgiler, kullanışlı parkalar, şeffaf dokunuşlar, krom deriler, lateks dokunuşları ve kot kumaşlar koleksiyonun belirleyicileri. Lang in podyumlarda hissettirdiği elektrik etkisini yeniden hissetmeyi, Helmut Lang in tasarımcıları Thomas ve Cawson dan da beklemek pek de adil olmaz sanırım. Sonuçta her tasarımcının tarzı farklı.

No doubt this collection belonged to the group of people who had been aiming to wear a product for years. Minimal lines, handy parkas, transparent touches, chrome skins, latex touches and denim fabrics are the determinants of the collection. I don’t think it’s fair to expect to feel the electric effect of Lang on the catwalks again, from Helmut Lang’s Designers Thomas and Cawson. After all, each designer’s style is different.

 

 

LONGCHAMP

Longchamp kreatif direktörü Sophie Delafontaine şehirli kadın için tasarlıyor. New York’ta tasarım yaptığı süreçte, defileleri için daima en seçkin yerleri ve davetli olarak da en seçkin insanları seçiyor. Delafontaine, koleksionunda birçok konuyu birden bize sunuyor. Podyumda bir taraftan 70’leri ve 80’leri görmek mümkün iken, diğer tarafta sportif ama kadınsı, hippi ama şık stillere de tanık olmak mümkün.

Sophie Delafontaine, Longchamp creative director, designs for City woman. In the process of designing in New York, she always chooses the most exclusive places for her fashion shows and the most exclusive people as guests. Delafontaine offers us several topics in his collection. While it is possible to see the 70s and 80s on one side of the runway, it is also possible to witness sporty but feminine, hippy but stylish styles on the other.

 

 

BRANDON MAXWELL

Brandon Maxwell bu koleksiyonunda denim kumaşa oldukça ağırlık vermiş görünüyor. Bununla birlikte günlük giyim için kadınları blazer cekeler, salaş pantolonlar, gömlekler ve mini etekler beklerken; gece için vücudu saran jarse elbiseler, cüretkar dekolteli ipek elbiseler ön planda. Koleksiyonda çok fazla erkek giyim olduğunu da söylemeden geçemeyeceğim. 

Brandon Maxwell seems to have given quite a weight to denim fabric in this collection. However, blazer jackets, shabby trousers, shirts and miniskirts await women for daywear wear; lots of jersey dresses for the night and silk dresses with daring cutaways are at the forefront. And I have to say, there’s a lot of menswear in the collection.

 

 

TORY BURCH

Tory Burch, İlkbahar-Yaz 2020 koleksiyonu için Lady Diana’yı ilham almış. Oversize ceketleri kendine güvenle taşıyışının, günlük giyimde binici botlarını giyişinin ve eşofman ve bisiklet şortu ile spor yapışının fotoğraflarını internette görürdük. Yıllar sonra bile o, hâlâ bir moda ikonu. Tory Burch “O zaten bir ikon, bu yüzden oraya itmek istemedim. Bu bizim 80’leri ele alış tarzımız” diye koleksiyonunu özetliyor. 

Tory Burch has inspired Lady Diana for her Spring-Summer 2020 collection. We’d see photos on the Internet of her confidently carrying Oversize jackets, her faded blue jeans tucked into riding boots; or post-workout in a sweatshirt and bike shorts with can-do trainers on her feet. Even years later, she’s still a fashion icon. Tory Burch said: “She was a style icon, so I didn’t want to go there,” Burch said backstage. “This is our own take on the ’80s.” 

 

 

SIES MARJAN

Defilede bir tane bile platform ayakkabı görmek mümkün değildi bu defa. Sander Lak bu sefer misafirlerine, kabartmalı krokodil  binici botlar ve pençe benzeri deri kayışları olan küçük topuklu sandaletler sundu. Kırmızı, mavi, sarı ve yeşil tonların ağırlıkta olduğu defile kadınsı çizgiler hakimdi.

It was impossible to see even one platform shoe at the fashion show this time. Sander Lak, this time, presented his guests with embossed crocodile rider boots and small heeled sandals with claw-like leather straps. Feminine lines dominated the fashion show mostly with shades of red, blue, yellow and green.

 

 

TIBI

Tibi bu sezon, pantolon ağırlıklı bir koleksiyon ile podyuma çıkıyor. Pantolonlara jogger demek zor, ama harem pantolon da değiller; daha çok hacmi olan pantolonlar. 2020 İlkbahar- Yaz koleksiyonu biraz sıra dışı çizgilerle karşımızda; kıvrımlı omuzlarıyla blazerlar, naylon kargo pantolonlar, çizgili takım elbiseler, yıkanmış tişörtler, saten trençkotlar ve safari şortları koleksiyonu oluşturan temel parçalar.  

Tibi takes to the catwalk this season with a trouser-weighted collection. They weren’t quite joggers, but they weren’t harem pants, either; these had more structure and volume. Spring 2020 was partly about kind-of-strange styling: curved-shoulder blazers with slick nylon cargo pants; pinstriped suits with acid-wash T-shirts; satin trench coats with safari shorts. 

 

 

JASON WU

Kız kardeşinin İlkbahar-Yaz 2020 koleksiyonunu hikaye panosunun önünde dururken, Wu kesinlikle tazelenmiş ve yeni fikirlerini aktarmaya hazır görünüyordu. Yeni sarmal elbiseleri, safari ceketleri ve terziliği, renklerini Irving Penn’in meyve fotoğraflarından ve Fransız Rivierasına gönderme yapan  eski Seyahat posterlerinden ödünç almış gibi görünüyor. Genel olarak koleksiyondaki kıyafetler daha hafif ama daha eğlenceli parçalar. 

Standing in front of a mood board for the Spring 2020 collection of this little sister line, Wu did indeed seem refreshed and ready to showcase his thoughtful new work.His new wrap dresses, safari jackets, and tailoring borrowed their palettes from Irving Penn’s fruit photos and old travel posters promoting the French Riviera. In general, the clothes felt lighter and more playful.

 

 

CAROLINA HERRERA

Wes Gordon, bu koleksiyonda Carolina Herrera’yı tepeden tırnağa yeniden yorumladı. Herrera nın bir parçası yaşamı eğlenceli kılmak iken bir diğeri de düzendir. Gordon üçüncü defa Herrera defilesinde olduğun göre, bu prensipleri yakalamış görünüyor. Bununla birlikte koleksiyona kendi tarzını yansıttığını da görmek zor değil. Koleksiyonda size gün ortasında enerjinizi tazeleyecek ekoseli ve çizgili gömlekler, batik desenler, çiçekler ve puantiyeler görmek mümkün. 

Wes Gordon reinterpreted Carolina Herrera from head to toe in this collection.The Herrera aesthetic is one part joie de vivre, another part propriety. Gordon seems to have caught up with those principles now that he has been to the Herrera fashion show for the third time. It’s not hard to see, however, that he reflects his own style on the collection. In the collection, you can see plaid and striped shirts, batik patterns, flowers and polka dots that will refresh your energy in the middle of the day.

 

 

ZIMMERMANN

Zimmermann defilesi kulisinde, Nick Zimmermann küçük bir kızken Sydney, Avustralya’da büyüdüğü o yerdeki hayal gibi yaz tatili modundan nasıl da etkilendiğinden bahsediyor. İlkokuldaki tatil öncesi son günleri hatırlıyor. Özgürlüğe geri sayım onun için kitaplardan, son ödev teslim tarihlerinden ve notlarından kurtulmak demek. Onun ilkbahar-yaz 2020 defilesinde bu duygusunun etkisini görebiliyorsunuz. Hangi sezon olursa olsun, Zimmermann her zaman tasarımlarıyla yaz için herkesi heyecanlandırmanın bir yolunu biliyor; kat kat etekeler, mini etekler, kabarık kollar, bol bol kuş gözü. Tasarımcı, havalı uzun etekler, crop toplar ve straples elbiseler üzerine retro sörf posterlerinden yapılmış yeni bir dizi baskıyı sergiliyor. 

On the backstage of Zimmermann fashion show, Nick Zimmermann is talking about how this season she was inspired by the dreamy, summery mood from her memory of being a young girl growing up in the suburbs of Sydney, Australia. She remembers the final days before her primary school let out for the holiday break. This countdown to freedom makes her  feel to be free of books, deadlines, and letter grades. We can see the effect of this feeling on her Spring- Summer  2020 fashion show. No matter which season it is, Zimmermann always has a way of getting everyone excited for summer by her designs; tiered ruffles, mini hemlines, pouf sleeves, plenty of eyelet. The designer showcased a new series of prints made from retro surf posters, which landed on cool maxi skirts, crop tops, and a covetable strapless dress. 

 

 

ALICE +OLIVIA

Her sezon Alice+Olivia defileleri, tasarımlar oldukça detaylı ve hep bir hikaye içerdiği için herkes tarafından sevimli ve etkileyici olarak tanımlanır. Gittikçe daha çok insanın ilgisini çektiği bir gerçek ama zaten bu da markanın asıl hedefi; açıklayıcı ol, daha da büyü ve tadını çıkar. Her sene tasarımcılar geleneksel bir podyum görüntüsü yakalamaya çalışırken Alice + Olivia’nın tasarımcısı Bendet, sanırım tam tersini yapmaya çalışıyor. Bu da tasarımlarının daha canlı ve daha dikkat çekici olmasını sağlıyor. 

Each season of Alice+Olivia fashion shows are described by everyone as cute and expressive, as the designs are quite detailed and always contain a story. It’s a fact that more and more people are interested, but that’s the main goal of the brand; be descriptive, grow bigger and enjoy it. Every year, while designers try to capture a traditional catwalk image, Alice + Olivia’s designer Bendet, I think, tries to do the opposite. This makes their design more vivid and more remarkable.

 

 

3.1 PHILLIP LIM

Phillip Lim karma bir defile yapalı yıllar olmuştu. İlkbahar- Yaz 2020 defilesinde seçmiş olduğu yeni bir mekanla bunu kutladı. Bu sefer defile Greenpoint’deki bir açık hava deposunda gerçekleşti. Brooklyn mahallesindeki berbat trafiğe rağmen bu atmosfer koleksiyonu yansıtır nitelikteydi; şehri yansıtan ama oldukça da sakin.

It’s been years since Phillip Lim staged a coed fashion show. He marked the occasion by choosing a new venue for Spring 2020: an open-air warehouse in Greenpoint. Despite the terrible traffic to and from the Brooklyn neighborhood, the collection also mirrored that; urban yet somehow tranquil.

 

 

TOM FORD

Bu sezon New York sokaklarının podyumlarda yer aldığını ne kadar da çok duyduk. Tom Ford podyumunda da yine ihtişam, şıklık ve zarafet hakimdi. Bu sezon podyumlarda her türlü efektleri, çılgınlığı ve farklılığı gördük ama bu sezon Tom Ford karşımıza sadelik ve şıklık olarak çıkıyor. Defilede sade bir aydınlatma kullanışı; turuncu, mavi gibi renkleri siyah renkle birlikte kullanışı yine farklı ama sade bir şıklığın nasıl yakalanacağını gösterir nitelikte.

How much we’ve heard of the streets of New York taking place on runways this season. The Tom Ford catwalk was again dominated by grandeur, elegance and grace. We’ve seen all sorts of effects, craziness and differences on the runways this season, but this season Tom Ford comes across as simplicity and elegance. The use of simple lighting in the fashion show; the use of colors such as orange, blue with black color shows how to capture a different but simple elegance.

 

 

GABRIELA HEARST

Moda haftalarında sokaklarda bloggerların elindeki çantaları görüp de “kime ait acaba” diyerek dikkatleri üzerine çekmiş bir marka Gabriela Hearst. Koleksiyonlarında ise daima en seçkin kumaşları kullanan Hearst, bunlara da nasıl şekil vereceğini gayet iyi biliyor. Defile açılışındaki örgü deri ile oluşturulan trençkotun yapılması haftalar sürmüş, ne de olsa New York2un en iyi el işçileri tarafından yapıldı. Fildişi rengindeki ipek-yün karışımı bir diğer trençkot ise ipek örgüler ile birleştirildi. Gabriela Hearst yüksek kalitedi üretimini ve farklı tasarımlarını şöyle özetliyor; ” biz bunları insanlar ihtiyaç duyduğu için üretmiyoruz, onlar arzu edip satın alıyorlar. Ayrıca bu zamanla moda endüstrisi standları olacak. Biz yapabiliyorsak herkes yapabilir”. ÇAntalar da yine defilede dikkat çeken parçalardan. “Nina” çantasının yeni modelini görüyoruz; kutu şeklinde ve mermer desenli kapağı ile. 

Gabriela Hearst, a brand that has attracted attention during fashion weeks when we  say “I wonder who this bag’s designer is” to the bloggers which have famous Hearst bags on the streets. Hearst, who always uses the most exclusive fabrics in his collections, knows how to shape them too.The macramé leather panels on the show-opening black cotton trench took weeks to complete, after all,she merged those fine materials with incredible made-in-NYC handwork. Another trench in ivory-colored wool silk was spliced with silk macramé pleats. Even more extraordinary were a pair of halter dresses, the bibs of which boasted geodes encased in silk crochet. Gabriela Hearst summarizes the high quality production and her different designs as follows:; “we don’t produce them because people need them, they desire to buy them.So that this will eventually become an industry standard. If we can do it, other people can do it”. The bags are also one of the highlights in the fashion show. Her newest is a boxier version of her popular Nina bag with a seriously elevating marble closure.

 

 

CHRISTIAN COWAN

Christian Cowan müşterilerini çok iyi tanıyor; Cowan kadını topuklu ayakkabıyı, renkli olmayı sever ve parlamaktan asla korkmaz. Ama İlkbahar- Yaz 2020 koleksiyonu için Cowan, geçmişe bir yolculuk yapmaya karar veriyor. İspanya’da annesinin ailesinin bulunduğu bir deniz kenarı kasabası olan Moaña’dan ilham alıyor. Ama yine de kadınların arzuladığı o parlaklıktan asla vazgeçmiyor. 

Christian Cowan knows his clients very well; the Cowan woman loves heels, being colourful, and is never afraid to shine. But for the Spring – Summer 2020 collection, Cowan decides to make a journey into the past. He is inspired by Moaña, a seaside town in Spain where his mother’s family resides. But still, she never gives up the brilliance that women crave.

 

 

 ECKHAUS LATTA

Eckhaus Latta defilesi fırfırlı mini bir elbise ile açılış yapınca konuklar oldukça şaşırmıştı. Zoe Latta ve Mike Eckhaus önceki defilelerde çok farklı tasarımlarla karşımıza çıkmışladı. Defileden sonra Eckhaus ve Latta, bu sezon genellikle onları rahatsız eden moda unsurlarıyla çalışmaya başladıklarını ve özellikle uzun zamandır hoşlanmadıkları fırfırların Eckhaus Latta elinde neye dönüşeceklerini görmek istediklerini söylediler. Parıltı ve ışıltı farklı iki Eckhaus Latta unsuruydu ve kendi başına bir seri oluşturmaya yeterdi; baştan aşağı pırıltılarla donatılmış bir elbise mesela. Ve bu süslü görünüm bu sezon gösterinin genel teması oldu: tekrar tekrar, Eckhaus ve Latta moda olan fırfırların bilindik görüntüsü yerine yeni ve farklı görünmesi için değişik yollar bulmuş gibi görünüyorlar.

Guests were quite surprised when the Eckhaus Latta fashion show opened with a frilly mini dress. Zoe Latta and Mike Eckhaus have come across many different designs in previous fashion shows.Eckhaus and Latta said that this season they set out to work with fashion elements that generally made them uncomfortable, and, in particular, take on their historic allergy to cuteness and frill. “We wanted to see what those sorts of elements looked like done in our hand,” Eckhaus explained. Glitter and sparkle was another un–Eckhaus Latta element that the duo stared down and made its own; a series of all-over sequined dresses in blue and orange came off as coolly minimal, despite the Bob Mackie–level of embellishment. And that fancy look has been the overall theme of the show this season: over and over, Eckhaus and Latta seem to have found different ways to make the frills look new and different, rather than the familiar look that is in vogue.

 

 

COACH

Coach’taki altı yıl içinde, İngiliz tasarımcı ilham almak için çoğunlukla Batıya doğru baktı ve 60’ların vintage cazibesini koleksiyonunlarına yansıttı. Bu sezon için ise bir farklılık söz konusu. koleksiyonda 80’lerin New York’unu görmek mümkün. En çok satan motorcu ceketleri, parıltılı montlar ve geçen sezonun pofuduk montları yerini New York’un canlılığını simgeleyen kiraz kırmızısı deri trençkotlara bıraktı. 

In her six years at coach, the British designer has looked mostly westward for inspiration, reflecting the vintage glamour of the ‘ 60s on her collections. For this season, there is a difference. It’s possible to see ‘ 80s New York in the collection. Best-selling biker jackets, shimmering coats and last season’s fluffy coats have been replaced by cherry-red leather trench coats that symbolise New York’s vibrancy.

 

 

OSCAR DE LA RENTA

Laura Kim ve Fernando Garcia seyahatlerinden ilham alarak karşımıza çıkıyorlar; geçen sene Hindistan ve Fas, geçtiğimiz şubat ayında da İspanya. 2020 koleksiyonu için de Dominique Cumhuriyeti’nden ilham almış gibi görünüyorlar. 

Laura Kim and Fernando Garcia come across inspired by their travels; India and Morocco last year, and Spain last February. For the 2020 collection, they also appear to have been inspired by the Republic of Dominique.

 

 

PROENZA SCHOULER

Tasarımcılar, ilhamlarının çoğunu ofislerindeki kadınlardan aldıklarını, birçoğu çocuk sahibi olmaya başladıklarını ve bu nedenle denge kurmak hakkında bir iki şey bildiklerini söyledi. ” Tam bir belalılar” diye annelerinden bahsediyorlar markanın kurucuları Hernandez ve McCollough. İş için nasıl giyindiklerine dair gençlik anılarını tasarımlarına yansıttıklarını söylüyorlar, bu da ceketlerin ve pantolonların güçlü omuzları ve yüksek bellerini ve 80’li yıllara olan göndermeleri açıklıyor. 

The designers said they got most of their inspiration from the women in their offices, many of whom started having children, and therefore knew a things about balancing. “They’re really badass,” they say about their mothers, the brand’s founders, Hernandez and McCollough. They say they reflect youth memories of how their mothers dress for work into their design, which explains the strong shoulders and high waists of jackets and trousers and the send-offs to the 80s.

 

 

MICHAEL KORS

Michael Kors defilesini, İkinci Dünya Savaşı dönemi çalışmalarının çoğunun yapıldığı Brooklyn Navy Yard’daki bir depoda sahneledi. Renk paleti kırmızı, mavi ve beyazdan oluşurken; elbiseler limon ve kiraz desenleri ile renklendirilmişti. Terzilik ise he zaman Michael Kors için klasik kesimler ve askeri detaylarıyla güçlü olduğu bir alan. 

He staged the show at a warehouse in the Brooklyn Navy Yard, where much of that World War II–era work got done. The color palette consisted of red, blue and white; the dresses were colored with lemon and cherry patterns. Tailoring is an area where he was always strong for Michael Kors with classic cuts and military detailing.

 

 

MARC JACOBS

Marc Jacobs’un defilesinde sizi parlak renkli, ışıltılı ve çiçek baskılı tasarımlar karşılıyor. Marc Jacobs’un bu koleksiyonu gerçekten zirvede diyebileceğimiz koleksiyonlardan ve gerçekten çok da eğlenceli. Tom Ford’un ciddi tasarımlarından sonra Marc Jacobs’un elenceli koleksiyonu podyumlara yazı getirmeyi başarıyor. 

At the Marc Jacobs fashion show, you will be greeted by brightly colored, sparkly and floral print designs. This collection by Marc Jacobs is one of the collections that we could really call the top, and it’s really fun. After some serious designs by Tom Ford, Marc Jacobs ‘ fun collection manages to bring writing to the catwalks.

Londra Moda Haftası yazısında görüşmek üzere. Yorumlarınızı bekliyorum. Sevgiler…

Hope to see you on the London Fashion Week post. Waiting for your comments. XOXO…

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

One thought on “2020 İLKBAHAR- YAZ NEW YORK MODA HAFTASI/ SPRING-SUMMER 2020 NEW YORK FASHION WEEK”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir